Fitness hemen herkesin az çok bildiği, duyduğu ama net şeyler söylemediği bir konu olarak sürekli karşımıza çıkmaktadır. Fitness kelime anlamı olarak “uygun olmak” demektir. Yani fiziksel olarak uygunluk da diyebiliriz buna.

İşin özeti budur aslında. Fitness en çok vücut geliştirme sporuyla karıştırılır. Vücut geliştirme sporuyla olan farklarını anlarsak fitness’in ne olduğunu bilmek daha kolay olacaktır. Vücut geliştirme daha çok görsel olarak kasları büyütmeye yönelik bir branştır. Vücut geliştirme ile ilgili müsabakalar ve yarışmalar düzenlenir. Fitness ise daha çok iyi hissetme, zinde olma ve fiziksel olarak enerji arttırma gibi amaçları hedefler. Bir vücut geliştiricisinin 100 metre koşmak veya 1 saat bisiklete binmek için becerileri her zaman olmayabilir. Bu becerilerden herhangi birine sahip olmayan birinin fit olduğunu söylemek doğru olmaz. Aynı şekilde büyük, o meşhur six packlere sahip olmamak da fit olmaya engel değildir. Örnek olarak ünlü tenisçi Roger Federer’i verebiliriz. Son derece kassız görünen biri olmasına rağmen kendisi bir atlet ve teniste bir efsane. Özetle eğer zinde kalmak, enerjimizi attırmak ve fiziksel olarak güçlü kalmak istiyorsanız Fitness doğru bir tercihtir.

Fitness başlı başına bir spor dalı değildir ama tüm spor branşlarında olması gereken tamamlayıcı bir rol oynar. En önemli özelliği ise yapılan branşın ihtiyacına göre özelleştirilebilir olmasıdır.

Profesyonel anlamda tüm sporcuların hayatında olan fitness, özellikle son 20-30 yılda spor salonlarına artan rağbet ve insanların bilinçlenmesi setander bireylerin hayatına da girmiştir.

Bizler de “bizler de branşın ihtiyacı her şeydir” ilkesine dayanarak stüdyomuzda gerek profesyonel, gerek veteran ,gerekse sedanter üyelerimize yaşantılarına ve ihtiyaçlarına göre hazırladığımız antrenman planlamalarıyla onların isteklerine cevap veriyoruz.